|
Bir romantik-komedide "zıt kutuplar" çok kereler karşımıza çıkan bir tema olmuştur. Bu defa karşımızda başından iki evlilik geçmiş üç çocuklu ama hala "taş" bir hatun olan Charlotte ile şimdilerde hala anlık yaşam süren, üstüne üstlük -seyirciye satır arasında bildirildiği üzere- çocuklardan da hiç hazzetmediğini anladığımız Sacha'nın hikayesi var. Charlotte' un sakarlığı neticesi ile tanışan bu ikili daha işbu tanışma sahnesinde, finalde tutku dolu bir öpücükle "mutlu son" diyeceklerini belli ediyorlar elbette. Hızlı ateşlenen bu aşk ilerleyen dakikalarda dış güçler tarafından sekteye uğratılır. Başka bir deyişle yükselen bu mutluluk eğrisi inişe geçer. Derken, çiftimizin ayrılığına gönlünün razı gelmediği bir dostça su yüzüne çıkarılan gerçekler ile eğrimiz tekrar yükselişe geçer ve nihayet "mutlu son" gelir. Oh be seyirci de beklediği bu finalle derin bir nefes alır :)
Sophie Marceau ilerlemiş yaşına rağmen filme cuk oturmuş gerçekten. "Duru" denen güzellik budur! Gad Elmaleh de filmde dozunda gülümseten karelerde oldukça iyi. Sonuç olarak keyifli, rahat, kafa dağıtan, eğlendiren bir filmdi zannımca.
Sophie Marceau ilerlemiş yaşına rağmen filme cuk oturmuş gerçekten. "Duru" denen güzellik budur! Gad Elmaleh de filmde dozunda gülümseten karelerde oldukça iyi. Sonuç olarak keyifli, rahat, kafa dağıtan, eğlendiren bir filmdi zannımca.
|
İzlemeden önce "Yarım Kalan Şarkı" nın konusuna şöyle bir göz attığımda izlemekle izlememek arasında kararsızlık yaşadığımı söylemek isterim. Karşılaşacağım hikaye hüzünlüydü. Yufka yüreğim dayanamayabilirdi.
Kanser hastası Marion ile kocası Arthur’un hikayesinde, aksi bir ihtiyar olan Arthur’un aksine hastalığına inat hayat dolu sevimli eşi Marion arasındaki sevgi izlenmeye değer. Tüm huysuzluğuna rağmen eşinden şevkatini esirgemeyen bu sert adam, Marion'un en büyük zevki olan yaşlılar korosuna bile hiç istemediği ve hiç anlam vermediği halde dahil olmayı kabul eder. Yani Marion'un hatırı için çiğ tavuk bile yiyecektir :) Oyuncu yaş ortalamasının oldukça yüksek olduğu filmde genç olan tek karakterimiz ise koro şefi Elizabeth'tir. Yüksek enerjili bu genç kadının, Arthur'un kabuğunu kırmasına katkısı büyüktür.
Ara ara buğulanan gözlerle izledim elbette filmi. Hayata, ölüme, neşeye, öfkeye, her yaşta birşeylere tutkuyla sarılmaya dair... Hüzünlü, sevimli ve de sempatik. İzlenilesi...
İyi filmler hepimize...
|
ilk filmi izledim ve bayıldım ben. ikinciye de bakıyim :)
YanıtlaSil"Mutluluk Asla Yalnız Gelmez" çok hoştu gerçekten de. Diğeri de bi o kadar hoş bana göre ;)
Silİlkini geçen sene bu zamanlar izleyip, çok keyif aldığımı hatırlıyorum. :)
YanıtlaSil