Geçtiğimiz Pazartesi günü hayatımda ufak! bir değişiklik vuku buldu sevgili blogcanlar. Olay tam olarak şu ki -657 sayılı DMK, işbu hadiseyi "Çekilme" başlığı altında düzenler- (daha anlaşılır bir dille söyleyecek olursam daaaaa); memurluktan istifa ettim. Evet, uzun zamandır yapmak istediğim ancak, -özellikle- mahalle baskısı nedeniyle ertelenen, er ya da geç yapacağımı bilsem de sadece zamanını bilmediğim, birçoklarını duyduğunda, küçük dilini yutmalarına sebebiyet verecek derecede şaşırtan "ikinci" istifa kararım da nihayet vücut bulmuş oldu. (Bu arada bu ikisinden başka iş deneyimlerim de olmadı değil ve hepsinden kendi isteğimle ayrıldım. Aralarında en çok tepki alan bu ikisi olduğundan şimdilik bunlara değiniyorum. Yeri geldikçe diğerlerini de paylaşırım elbet sevgili canlar)
İlki, özel bir bankadan bir buçuk yıl sonra istifa edişimdi. Memur olarak yaklaşık dört yıl çalışmış bir personel olarak kendi rekorumu kırmış olsam da buraya kadar dayanabildim işte:( "Dayanmak" diyorum evet, çünkü insanın sevmediği bir işte kendini var etmeye çalışması işkenceden farksız. Elbette burada kişisel beklentilerin rolü oldukça fazla, kabul etmiyor değilim. "İş" dediğimiz şey, ya benim kafamda yüklediğim kavramla örtüşmedi bir türlü ya da bu konuda talihim yaver gitmedi. Zira, sonuç hep bir hüsran/hayal kırıklığı oldu benim için. Hep bir tatminsizlik yaşadım çalıştığım yerlerde/kurumlarda.
Hatanın nerede olduğunu bulduğumu düşündüğümde (bitirmiş olduğum fakülte sonucu elimdeki diploma) ise "artık herşey için çok geç" olduğuna inandırdım kendimi. Yanlış yolda olduğumu (kendim için yanlış yani, yoksa bu bölümü bitirdiğine memnun olan arkadaşlara haksızlık etmemeli) daha okul yıllarında dile getirmek istediğimdeyse, sanırım gereği kadar çıkmamıştı sesim, bu yüzden de yanımda bulamadım minicik bir destek. Ne orada bırakıp yeniden denemek için, ne de okul bittiğinde ikinci bir fakülte için. O ikinci şansı verseydim kendime belki herşey çok başkaydı şimdi. Kimse bilmez... Anlayacağınız sevgili dostlar, bırakmak gerek bazen!
Not: Bu yazı, içimdekileri dökmeye çalışma yazısıdır. Ne kadar uğraşsam da bunu tam anlamıyla aktaramayacağım biliyorum. Şimdilik sadece deniyorum.
Ve bu post da bu kadar, sanıyorum devam edecek...
Hayırlısı olsun.Gençler (bir zamanlar ben de dahil) istedikleri okula değil, kolay iş bulabilecekleri mesleğin okuluna gidiyorlar.Zira şartlar insanı ona zorluyor.Devlette çalışayım diye onca sınava giriyorsun üstüne dalga geçer gibi neredeyse açlık sınırında (ki açlık sınırı:1179 tl) maaş alıyorsun.Bu yüzden bu maaşı bırakman zor olmayacak :)Mahalle baskısına aldırmadan içinden geleni yaptığın için tebrik ederim.Umarım herşey yolunda gider.
YanıtlaSilNe yazık ki kendimizi keşfedemeden meslek seçmek zorunda kaliyoruz, ya da bir takım mali kaygılarla. Ondan sonra da hayatın çoğu keyifsiz geçiyor.. Umarım aradığıni bulursun.
YanıtlaSilanlaşıldığımı hissetmek iyi geldi. değerli yorumlarınız için teşekkürler...
YanıtlaSilsevgili zeze,
YanıtlaSilöncelikle bu cesur kararın için yürekten tebrik ederim! toplumun/ çevrenin tepkilerine rağmen radikal kararlar verebilmek gerçekten cesaret istiyor çoğu zaman...
umarım bundan sonra hakkında hayırlısı ve en iyisi olur senin için.
emin ol hepimizin aklından geçiyor ara ara ev hanımı olmak. sadece evimizle, hobilerimizle, sevdiklerimizle ilgilenmek...
kısacası, senin için çok sevindim, özgürlüğün tadını çıkar;)
çok teşekkürler. şu an için en çok özlediğim duygu olan "özgürlük" hissinin tadını çıkarmaya çalışıyorum. inan bazen sanki izindeyim de iznim bitecek ve o cehenneme geri döneceğim diye ürperdiğim de olmuyor değil ;) malum, sancılı bir karar verme süreciydi...
Silkutlarım seni herkes böyle kararlar veremez.
YanıtlaSilnapıyon şimdi :)
hiiiiiç :) yani "iş" anlamında soruyorsan. inan hiç bişey yapmamayı özlemişim. ama eğer bişeyden sayarsak şunları yapıyorum şimdilik:
Siluzuuuun yürüyüşler yapıyorum.
bol film ve bol kitaplı günlerim oluyor.
mutfakta yeni tarifler keşfetme/uydurma/denemelerim oluyor. (çok keyifli herkese tavsiye ederim.)
internette gönlümce geziyorum...
ay ben bu konuda bi post yaziim, ilham geldi bak :)
bu arada şu izleme olayı dediğin şekilde oluyordu ki nazara geldi sanırım. şöyle bir uyarı geliyor şimdi de: "Zaten maksimum sayıda Blogu (300) izliyorsunuz. Öncelikle diğer bloglardan bazılarını izlemekten vazgeçin."
bir kısmını elerim dedim ve nasıl silebileceğimi araştırdım. izlemekte olduğumuz blogda GFC'den oturum açmak ve izlemeyi durdurmak gerektiğini öğrendim. tamam güzel amma velakin GFC'den oturum açmaya çalışınca da aynen izlemeye almaya çalışırkenki hata ile karşılaşılıyor. işte böyleeee...
ben bi süre kendi haline bırakiim şu izleme konusunu iyisi mi...
sevgiler...