10 Mayıs 2011 Salı

SEMERKANT



                                                                 

    Dün bitirdiğim usta yazar Amin Maalouf'un "Semerkant" adlı romanını şiddetle tavsiye ederim. İç içe geçmiş iki hikaye... 1072'de Semerkant'ta Ömer Hayyam'ın el yazması eseri "Rubaiyat"ın yazılışı ile başlayan ve yazılışından yüzlerce yıl sonra yazmanın peşine düşen Benjamin'in öyküsü sürpriz bir sonla bit(emi)iyor...Okumak isteyecekleri düşünerek fazla ayrıntıya değinmiyorum. Yalnız, kitapta nelere ışık tutulduğuna bakmak isterim. İlk yarıda Ömer Hayyam, Vezir Nizam-ül Mülk ve Hasan Sabbah'ın yaşadığı Selçuklu Dönemi işlenirken, ikinci yarıda yazar İran'a, Doğu'ya dönüyor yüzünü. Şahlık dönemi ve İran üzerinde oynanan politikalar oldukça akıcı bir dille sunuluyor.

  İlk yarının daha keyifle okunduğunu ikinci öyküde ise temponun sanki biraz düştüğünü söyleyebilirim. Sürpriz sonu ise romanın genel akışı içinde sönük buldum ben...Ancak okunması gerekenler listenize ekleyip benim kadar geç kalmadan mutlaka okuyunuz sevgili kitapseverler...

5 Mayıs 2011 Perşembe

Hızlı ve Öfkeli 5: Rio Soygunu


Genellikle izlemeyi tercih etmediğim türler arasında yer alan aksiyon türünde seçim yaparak bu hafta “ Hızlı ve Öfkeli 5: Rio Soygunu “ nu izleyerek kendimi aşmış bulunmaktayım. Serinin 1,2,3 ve 4.sünü izledim mi? Hayır! Öyleyse sebep?
1) Eşimin serinin sıkı takipçisi olması
2) Gerçekten artık aynı türde film izlemekten bay gelme   durumu
3) Acaba aksiyon izlersem nolur diye merak etme hali

(Şaka bi yana en etkili olan tabi ki 1. madde)
            Peki izlenimlerim?
Bi kere aksiyon dorukta olduğundan sıkılma durumu yok gibi bişey. ( Sanırım biraz da şanslıyım zira, hayranlarının yaptıkları yorumlar göstermektedir ki; serinin en bomba olanını izlemiş bulunuyorum) Filmden beklentim, “bikinili güzel hatunlar-süper model arabalar-kaslı adamlar” dan ibaret bir görsellik izleyeceğim düşüncesi olduğundan aman aman bir hayal kırıklığı da yaşamadım. Ancak merak ediyorum gene de, filmden inanılmaz bir keyif alma durumunun olabilmesi için fizik kanunlarını hiçe saymak gerekmiyor mu? Bu kadar araba parçalamaca, kaçmaca-kovalamaca, ortalığı yıkmaca, gürültü ve de patırtı iyi hoş da ne derece inandırıcı?
Ancak salonun kalabalığını göz önüne alırsam, eleştirilerimi burada sonlandırmalıyım diyerek iyi seyirler diliyorum.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...