4 Ocak 2014 Cumartesi

Yeni Yıl

En sevdiğim bloggerlardan biri olan ezgi'nin şu postunu okudum da az önce (http://pinkket.blogspot.com/2014/01/2014unuzu-nasl-alrdnz.html)hepimizin olaylara yaklaşımının ne kadar farklı olabildiğini farkettim bir kez daha.

Ezgi'nin 2014'ten beklediği ne de çok şey var mesela. Hayalleri, istekleri, hedefleri... 


Bense "yeniyıl" denen hadiseyi şöyle yorumlamışımdır hep: 
  • Takvimden bir yaprak daha düşünce ne değişecek acaba?
  • Herşey kaldığı yerden aynen devam etmeyecek mi sanki?
  • Ertesi güne uyanınca mucize mi bekliyor olacak tüm dünyayı?
Tabii beynim bu ve benzeri fikirler ile meşgulken, "yılbaşında ne yapıyorsunuz?" sorunsalı, Aralık ayının en sinir bozucu sorusu olmuştur her yıl benim için. "O gece bişeyler yapmalı, çılgınlar gibi eğlenmeli" baskısından o akşam ne yapacağımızı planlayıncaya dek rahat yoktur. O soruya verilecek bir cevap olmalıdır illa ki.

Bizim de son haftaya kadar bir planımız yoktu aslında. Malum; benim olaya bakış açım + o gün çalışıyor oluşum ki yılın son günü illa ki yoğun geçer benim çalıştığım kurumda + dışarı çıkma fikrine, o güne özel abartılmış uçuk kaçık fiyatlar yüzünden karşı oluşum gibi haklı sebeplerim var benim :)

Derken arkadaşlarımızın "o geceyi dışarıda kutlama" davetinin içinde bulduk kendimizi. Evet çok ani bir plan oldu. Evlendiklerinden beri iki çift için de bir ilk olacaktı bu olay. 

Velhasıl 2014'e girerken kafamızda kukuletalar, yüzümüzde maskeler, eller havaya modunda idik bu yıl. Gecenin ilerleyen saatlerinde bütün salon tren olmuş "çok eğleniyoruz, deliler gibi coşuyoruz, en çok eğlenen biziz" mesajı veriyordu ya da belki de eğleniyordu. Orasını kimse bilmez işte. Di mi?

Nerden geldim ben buraya. Aslında varmak istediğim nokta bu değildi. Herşey ezgi yüzünden oldu sevgili blogcanlar ;) Onun postunu okuyunca haldır haldır yazmaya başladım. Bi çağrışım yaptı bi yerden, orası kesin :)

Veee "yeniyıl" dediğimiz vak'a için son söz(üm):

Serde heves olacak aslında biliyor musunuz? Gerisi fasafiso...

Bilmem anlatabildim mi?

İyi yıllar herkese!

Sevgiler...

3 Ocak 2014 Cuma

2013'ün Son Kitabı



Kahramanımız, başından geçen trajik bir olay sonucu (12 Mart dönemi) İsveç'e giden ve bu ülkeden siyasi mültecilik hakkı talep eden Sami Baran... Kendisi gibi mülteci olan bir arkadaşı, Sami'nin hikayesini roman haline getirir. Sami, buna roman basılmadan önce okumak şartıyla izin vermiştir. Kitabı okuyunca bazı eksiklikleri tamamlamak üzere her bölümün sonuna notlar ekler. Kitap, bir bölüm yazarın anlattığı geri kalanı Sami'nin ekledikleri olmak üzere iki anlatıcılı olarak basılır.

Bu anlatım tarzı oldukça çekici görünüyor değil mi? Eserin bir de Zülfü Livaneli'nin usta kaleminden çıktığını hayal edin... Evet, evet okuyun. Seveceksiniz.

Keyifli okumalar kitapsever dostlar!
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...