10 Mayıs 2011 Salı

SEMERKANT



                                                                 

    Dün bitirdiğim usta yazar Amin Maalouf'un "Semerkant" adlı romanını şiddetle tavsiye ederim. İç içe geçmiş iki hikaye... 1072'de Semerkant'ta Ömer Hayyam'ın el yazması eseri "Rubaiyat"ın yazılışı ile başlayan ve yazılışından yüzlerce yıl sonra yazmanın peşine düşen Benjamin'in öyküsü sürpriz bir sonla bit(emi)iyor...Okumak isteyecekleri düşünerek fazla ayrıntıya değinmiyorum. Yalnız, kitapta nelere ışık tutulduğuna bakmak isterim. İlk yarıda Ömer Hayyam, Vezir Nizam-ül Mülk ve Hasan Sabbah'ın yaşadığı Selçuklu Dönemi işlenirken, ikinci yarıda yazar İran'a, Doğu'ya dönüyor yüzünü. Şahlık dönemi ve İran üzerinde oynanan politikalar oldukça akıcı bir dille sunuluyor.

  İlk yarının daha keyifle okunduğunu ikinci öyküde ise temponun sanki biraz düştüğünü söyleyebilirim. Sürpriz sonu ise romanın genel akışı içinde sönük buldum ben...Ancak okunması gerekenler listenize ekleyip benim kadar geç kalmadan mutlaka okuyunuz sevgili kitapseverler...

1 yorum:

  1. sevgili özge;)
    sana katılıyorum.
    kesinlikle okunmalı.
    belki sırada "afrikalı leo" vardır;)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...