14 Aralık 2011 Çarşamba

"Hayır" Diyebilmek

   Kısa bir zaman önce aldığım kararlardan biri "Hayır" demeyi öğretmekti kendime...İki kez elime geçen fırsatı değerlendirdim. Ha, ikiden fazla fırsat çıkmadı mı karşıma? Çıktı...Çıktı da...E ben daha yeni başlıyorum canım. Yavaş yavaş olucak, di mi? Geçtiğim dersler ise şunlar:

   1) Aile hekimime ilaç yazdırmaya gittim. Tabi bunun için müdürümden yarım saatlik izin almışım. Bu nedenle sabah sağlık kurumuna en önce gidenlerdenim ki, ilk numarayı ben alabileyim. Doktorlardan bile önce gitmiş sıra numaramı almış, ilk olmasam da ilk beşe girmişim, mutluyum...Bu sırada doktorumuz gelmiş sıra ile hastaları almaya başlamış, içerisi yavaş yavaş kalabalık olmaya başlamış, sıra numaraları hızla ilerlemiş, sıranın bana gelmesine bir kişi kalmış. Derken; çok uyanık olduğunu zanneden bir bayan "Sıradaki kim acaba, rica etsem sıranızı bana verir misiniz? Ben sadece çocuğumun sonuçları çıktıysa ilaç yazdıracağım" demez mi? Normal şartlarda, yani ben, bu uyanık insanlar tarafından salak yerine koyulduğumu anlamadan önce nazikçe "Aaa tabi lütfen buyrun" derdim. Ama artık uyandım, böyleleri kesinlikle sıra beklemeyi bilmeyen ve saniye sabretmeye tahammülleri olmayan saygısız insanlar. Her yerde öncelik isteyenler, ayrıcalık bekleyenler... (Hizmet sektöründe çalışan kamu personeli olarak kesinlikle acımasızca değil sözlerim, emin olabilirsiniz. O kadar iyi gözlemledim ki; artık onları hareketlerinden/bakışlarından/mimiklerinden tanır oldum:) Neyse dedim ya artık "Hayır!" demeyi öğreniyorum diye. Aynen şöyle dedim:  
   "Ben mesaime yetişeceğim (bunu şundan dolayı dedim, çok yüksek bir olasılıkla  kendisi ev hanımıydı), ayrıca ben de sadece ilaç yazdıracağım ve araya girmekle yalnızca benim değil benden sonra sıra alanların da sırasını alacaksınız, şu an sıradaki herkesten izin almalısınız." (istedim ki, kaç kişiye saygısızlık ettiğini anlasın.)
Ve sıram geldi, girdim. (İlk dersimi başardım böylece.)

   2) İş yerinde, lavaboda karşılaştığım sırası benden sonraki, gene yukarıda anlattığım modelde bir bayan "Siz de mi çok sıkıştınız, ben çok sıkıştım da, önce girebilir miyim" diyerek beni şok etti. Yani, iki-üç yaşlarında tuvalet eğitimini yeni öğrenmiş çocuk bile yapmaz bunu dedim ve gayet sert "Evet ben de çok sıkıştım"  diyerek sırama sahip çıktım. (Haketmemiş mi ama siz söyleyin.) Ama "HAYIR!" demeyi öğrenmeye niyetlenmesem, (kendimce) nezaketten ödün vermez sıramı verirdim. Ama yok, artık bu uyanıklara sıra beklemeyi öğretmeye kararlıyım ben. Gerçekten medeni toplum olmanın bir göstergesi bana göre...Sessizce, saygıyla, sabırla beklemeyi bilmek...

5 yorum:

  1. Her ikiside güzel bi "Hayır" haketmişler bencede. Bende öyle insanlara tahammül edemiyorum ve insan yaşayarak öğreniyor "Hayır" diyebilmeyi.

    YanıtlaSil
  2. sevgili zeze,
    :) güldürdün beni. tebrikler, iyi gidiyorsun sanırım;)
    ben de gerginlikten hoşlanmayan ve gerginlik olmasın diye görmezden gelen bir yapıdaydım ama son zamanlarda kendime "atılganlık" eğitimi vermeye karar verdim. sonuç olarak dün iş arkadaşımla bugün de müdürümle tartıştım;) hak etmişlerdi ama:)

    YanıtlaSil
  3. Şehirler Arası Aşk; kesinlikle yaşayarak öğreniyor insan, zorla öğretiyorlar ki zaten...

    ezgi; "atılganlık" eğitimi bana da şart...

    YanıtlaSil
  4. En azından size "sıranızı verir misiniz" diye sormuşlar. Ya sormayanlara ne yapmalı!

    Dün ssk hastanesinde numara almak için sadece bir kişinin olduğu masaya yanaştım. İkinci kişi olmama rağmen sıra beklerken, bir bayan gelip hiç sormadan numarasının hatalı olduğunu görevliye söyleyip önüme geçti, "neyse, numarası hatalıymış" dedim. İki dakika sonra her yerinden cehalet akan görüntüde medeniyetten uzak turbanlı bir kadın, yine hiç sormadan önüme atlayıverdi. Aa elimde kimliğim ve kucağımda 1 aylık bebeğimle şaşakaldım. Yo dedim kendi kendime bukez olmaz. "Sıranın bende olduğunu görmüyor musunuz?" dedim. "Beni doktor bekliyor" dedi. "Allah allah beni ve bu bebeği kim bekliyor acaba, burası hastane herkes doktora geldi, sırana geçer misin" diye sert çıkışmaya başladım. Ama karşımdakinin mahalle ağzıyla hem suçlu hem güçlü terbiyesizce cevaplarına maruz kaldım. Kesinlikle haklı değildi ve arkamdakilerin de sırasına saygısızlık yapıyordu. Turbanlı biri o türbanı niye takar? Allaha inancından, Allah korkusundan değil mi? Ama demekki bunun bilincinde bile değil ve böyle birçok medeniyetsiz dağdan şehire inmiş, dağ yaşantısına devam etmeye çalışan, şehir hayatına uyamayan şahıslar yüzünden, tüm türk toplumumuz "medeniyetsiz" damgasına maruz kalıyor. Ne mi oldu, takibi sıramı vermedim. Ama isterdim ki; bu düzeni masada görevli personel sağlasın, göz göre göre o kadına ve ondan öncekine bu hakkı vermeyip uyarsın.

    YanıtlaSil
  5. adsız, görevli personel gün boyu bu tarz tiplerden yılmış olabilir...hem hakkı yenecek olan siz olacaktınız sıranıza sahip çıkmasaydınız, o nedenle iyi etmişsiniz bence

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...