3 Ekim 2015 Cumartesi

Yazmaya Dönmek

En son yaklaşık 6 ay önce yazdığım bloğumun affına sığınarak bugün yeniden sahalara dönme hevesiyle parmaklarımı klavyenin tuşlarına dokunurken buluyorum.

Yazmak güzeldi, Zeze'ye iyi geldiği zamanlar olmuştu geçmişte. Şimdilerde niye yazmadığını o da bilmiyordu aslında. "Küçük Üşengeç" derdi ya evdeki öfkeli adam ona, haklıydı galiba. 

Bir de sevgili ezgi cik vardı, yıllar önce de bu bloğun açılmasına vesile olan şahsiyet, "yazsana yaa, kendin için yaz" diyip gaza getirmeleri vardı arada bir. O hala aynı içtenlikle aynı samimiyetle tıkır tıkır döküyordu içini kendi blog alemine.

Not almadan yaşayamayanlar vardır, onlar iyi anlarlar şimdi diyeceklerimi. Okuduklarını/okumak istediklerini, izlediklerini/izlemek istediklerini, gezdiklerini/gezmeyi hayal ettiklerini yazmadan edemeyenler, "yapılacaklar listesi" hiç bitmek bilmeyenler... Listesiz olamayanlar :) Ahanda ben tam da buyum işte. Bu çağda hala ajanda hastalığı olan, çantasında illa ki minik bir not defteri taşıyan bi tip. Burada da bunları paylaşmak keyif veriyor. Bir nevi "kendime notlar" aslında ;)

Çok uzattım artık ayrı kaldığım bunca zaman okuduklarımdan aklımda kalanlarla başliim diyorum. 





Sıcağı sıcağına yazmayınca insan unutuyor ayrıntıları, zaten en çok da bundan güzel oluyor burada yazmak. Günler sonra da okuyunca hatırlamak ayrıntılarıyla... "Murathan Mungan" ın en sevdiğim yazarlardan olduğunu söylemiş miydim hatırlamıyorum. 3 adet hikayeden oluşan "Lal Masallar" da klasik olacak ama sahiden masal tadında. Dilinin duruluğu, kendine has üslubu ile hikayelerin içinde kaybolduğunuz hissi bırakıyor damakta. 


Damakta kalan masalsı lezzet bana yetmiyor, tatlı niyetine "Kadından Kentler"e başlıyorum hemen ardından. Bu kez 16 ayrı kentte geçen birbirinden bağımsız 16 hikayede kadınlık hallerini okuyoruz. Okuyucunun sonunu merakla beklediği soluksuz hayatlar. "Yine Murathan Mungan..." dedirtecek kadar yazara has...

Böyleyken böylee kitapsever dostlar. Burada bu posta son verir, bu defa arayı fazla uzatmamayı temenni eder, büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperim :)

Sevgiler...

10 yorum:

  1. sevgili zeze,
    yeniden yazman ne güzel!
    ben de not tutmadan duramayangillerden olduğumdan seni çok iyi anlıyorum. blog çok güzel bence. hiçbir sosyal medya o tadı vermiyor...
    ve evet, murathan mungan ne güzel yazar ya! bu ikisini de okumuştum; ama burada görünce ne zamandır murathan mungan okumadığımı fark ettim şimdi... ve o lezzeti özlediğimi... not alayım da, yakın zamanda bir murathan mungan okuması hediye edeyim kendime;) teşekkürler hatırlattığın için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. rica ederim;)
      murathan mungan ayrıcalıklıdır...

      Sil
  2. Yanıtlar
    1. hoş buldum ;) umarım bu defa kalıcı olurum :)

      Sil
  3. O halde yeniden hoş geldin.
    Yazıyı okurken, kendimi gördüm sanki.
    Çantanda küçük bir not defter ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hoş buldum :)

      ne diyelim, notlarımız hiç bitmesin efenim :)

      Sil
  4. Ben de uzun aradan sonra yine bloguma dönüs yaptim, o yüzden cok iyi anliyorum seni:)


    Murathan Mungan'i severim ben de. ilk okudugum kitabi "Yüksek ökceler"di. Ozamanlar onu pek tanimiyordum. Bir erkek , bir kadinin agzindan nasil bukadar güzel yazabilir diye cok sasirmistim. Sonradan anladim tabii...:)

    Iyi ki dönmüssün bence:)

    Selamlar
    Ayse

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. selamlar ayşe :)

      yüksek ökçeler'i okumadım ben okunacaklar listemde tabi ki :)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...