Pazar sabahı bahar gibi bir güne uyandı İzmir. Bu havada evde oturmak olmazdı. (Aslında benim planım "Kelebeğin Rüyası" nı izlemek olsa da böyle bir havada sinemaya gitmek pek cazip gelmeyince arkadaşlarla başka bir plan yapıldı.)
Kemalpaşa Kımız Çiftliği (uzun bir zaman önce gitmiştim)'ne doğru ya çıkıldı. Yemyeşil ormanın yanı başındaki bu çiftliğe ulaşım şöyle: Torbalı-Selçuk istikametine doğru geçtikten yaklaşık 4 km sonra, yine sağdaki toprak yoldan 800 metre daha içeri girip "Kazak Vadisi-Kımız Çiftliği" ne ulaşılıyor.
Burada (belli bir ücret karşılığı) çocuklarınızı ata bindirebiliyor veya kendiniz de binebiliyorsunuz. Ben daha önceki ziyaretimde manejde binmiştim ama dün çok kalabalıktı ve herkes çocuğunu bindiriyordu, Manejde ata binen tek yetişkin ben olmiyim diye utandım ve binmedim :( Ormanda gezecek kadar eğitimim de cesaretim de olmadığından sadece bu şahane bakımlı atları görmekle yetindim.
Bunun dışında burada yapılabilecekler şöyle:
Çiftlikte; özel olarak beslenen koyun ve keçilerin sütünden üretilen leziz yoğurt ve peynirler de alıcıları için satışa sunulmaktadır.
OTAĞ: Çiftlikte, turistik amaçlı ve sabit olarak düşünüldüğü için betonarme inşa edilen bir “otağ” da bulunmaktadır. (Otağ Orijinalinde kıl ya da keçe çadırdır). Tamamen Kazakistan Türkleri’nin yerel özelliklerine göre düzenlenmiş Otağın içinde. Kazak kıyafetleri içindeki personel tarafından, yöresel el sanatı ürünlerinin tanıtımı ve satışı yapılmaktadır.
KIMIZ ÜRETME ÜNİTESİ: Bu Orta Asya köşesinin tartışmasız en orijinal figürü, çiftliğe adını da veren, Türklerin en eski milli içkisi at sütünden yapılan “kımız”dır. Kımız, sulu ayran kıvamında, mayalı ve hafif alkollü bir içki olup, tadı Kafkas Türkleri’nin mucizevi bir diğer içeceği kefiri andırır. Kımızın, sağlığa faydalı yönleri, bilimsel yayınlara geçmiş. En iyi kımız, en az iki defa yavrulamış kısrağın sütünden elde edilebiliyor. Kazak Vadisi-Kımız Çiftliği’nde bulunan Alaş Kımız Üretme Ünitesi, Türkiye’nin ilk ve tek kımız imalatı yapan birimidir."
(Kaynak:http://www.izmirkulturturizm.gov.tr/belge/1-98334/kemalpasa-alas-kazak-vadisi-kimiz-ciftligi.html)
Burdan sonraki durağımız tesadüfen keşfettiğimiz "Nazarköy" oldu. Evler, ağaçlar, kafeler kıscası köyün herbir köşesi nazar boncuklarıyla bezenmiş bu şipşirin köy mutlaka görülmeli...
Atölyede boncuk üretimini canlı olarak görme şansınız da oluyor. Bir tanecik boncuk için verilen emek hayranlık uyandırıcı. Ustaların ellerine sağlık. Benim için günün en enteresan anı boncuk yapımını görmem oldu. Ocağın başında, o sıcakta nasıl bir uğraşıdır, inanılmaz...
Bu arada öyle çok incik boncuk var ki; bayanlar başınız dönebilir:)
Söylediğim gibi burada ağaçlar bile şıkır şıkır... |
Böyle işte blogcanlar... Fırsat bulun ve görün bence...
Sevgiler...
Sevgiler...
Izmir'deyken giderdik oraya, ormanda gezerken benim atım yerden incir yemeye karar verdiğinde ödüm kopmuştu düşeceğim diye, dizginleri sıkı tutmak gerekiyormuş:)
YanıtlaSilhandan, artık İzmir'de değilsiniz öyleyse, ne feci:)
Silsevgili zeze,
YanıtlaSilne güzel bir gün olmuş!
nazarköy'ü ben de çok merak ediyorum!! bahardaki izmir planıma alayım onu da;)
ezgi, baharda İzmir'desin öyleyse, sevindim:)
SilDegisik ve guzel bir paylasim olmus..tesekkurler
YanıtlaSilKazak,kımız çiftliği,Nazarköy görmedim ama,okadar güzel anlatmışsınızki,görmüş gibi oldum.Paylaşım için teşekkürler.
YanıtlaSil