Babaannesinin hayatını yansıttığı film için "Demet Akbağ oynamazsa ben bu senaryoyu yazmam" demiş Sermiyan Midyat.
Okuma yazma bile bilmeyen bu kadın bi anda Güneydoğu'nun ilk belediye reisi oluverir. Xate son derece azimlidir mücadelesinde.
Filmde Xate'nin bu mücadelesi politik altyapı üzerine inşa edilmeye çalışılmış ve seyirciyi güldürerek mesaj verme yoluna gidilmiş. (Daha önce de belirtmişimdir) sinemada verilmek istenen "mesaj"ların seyircinin gözüne aşırı derecede sokulmaya çalışılması beni hep rahatsız etmiştir. Artı, bu tip filmlerde birçok sorunu işlemeye çalışmak, kurgunun fazlaca kalabalıklaşmasına yol açıyor ve bu durum göze batıyor (kanımca). Bu anlamda, "Hükümet Kadın", kızların okuyamama/para karşılığı evlendirilme, dil sorunu, ataerkil bakış açısı ve askeri darbeler dahil bölgenin ve ülkenin (hala da çözülememiş) birçok problemine değinmek isterken çok başarılı olamamış bence. (Örneğin askeri darbe konusu senaryoda çok havada kalmış.)
Bir başka nokta ise, filmi Demet Akbağ'ın götürmesi. Mükemmel bir oyuncu, altından kalkmamış mı peki? Ziyadesiyle başarmış, söylenecek söz yok. Ancak yan karakterler fazla pasif kalmış gibi. Hoş, bu izlediğimiz Xate'nin hikayesi gerçi ama bu durum da bir renksizlik yaratmış kanımca. Kısaca filmde güldüm, duygulandım, düşündüm ancak tam bir tatmin alamadım diyebilirim.
İyi seyirler...
demet akbağ varsa gerisi teferruattır:)
YanıtlaSilsevgili zeze,
YanıtlaSilgördüğümden beri hiç içimden gelmiyor bu filmi izlemek; oysa ne çok severim türk filmlerini.. afiş de biraz iticiydi bence, belki ondandır..
şimdi söylediklerini duyunca da, gerçekten hiç hoşlanmayacağımı anladım.. öğretme amaçlı filmleri sevemiyorum..
bence film genel olarak iyiydi, çok iyi ince mesajları da vardı filmin
YanıtlaSilama sonu havada kaldı biraz
yine de izlenir kanısındayım