30 Ekim 2013 Çarşamba

Aşk Kırmızı


Aşk Kırmızı



İşbu film vizyona girdiğinde yapılan eleştirileri okuduğum zaman, sinemada izlenmeye değmeyeceğini düşünmekle oldukça doğru bir karar verdiğimi, geçenlerde evde internet üzerinden izlediğimde anladım sevgili blogcanlar.

Zira, konu da birçok kereler işlenmiş "aşk üçgeni"... Veee bu üçgende "sadakat" sorgulanırken, erkek egemenliği ne kadar ön planda ise kadın karakterler bir o kadar ezik. Bundandır ki senaryo inandırıcılıktan oldukça uzak, diyaloglarsa çiğ... "Erkek" filmlerinin yönetmeninden kadın hassasiyetini -elbetteki- yansıtamamış bir film diyebilirim tam olarak "Aşk Kırmızı" için. Anti-feminist atmosferde vuku bulan  bu senaryoda karakterler öyle klişe kalmış ki, bu kadar klişelik şaşırtabiliyor insanı. Flashbacklerden öğrendiğimiz Nazlıgül'ün geçmişi, kaba-saba mafya kılıklı adamlar ve Nazlıgül'ün kızını gördüğümüz an babasının eski sevgili Ferhat olduğunu anlayıvermemiz mesela :)

Rolünün hakkını veren Nurgül Yeşilçay ise bir o kadar seksi ve vamp. Kendisine olan hayranlığımdan filmin sonunu getirmiş olabilirim. Abartmıyorum, 24 saat sıkılmadan izleyebilirim ben bu hatunu. O kadar güzel buluyorum. Oyunculuğu da kusursuz bence. Buna rağmen film vasat olmaktan kurtulamıyor.

Sevgiler...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...