2 Nisan 2013 Salı

Hafta Sonu İstanbul Kaçamağı

Hesapta olmadan, bi anda alınan ani bir kararla yapılan ziyaretler daha bi keyifli olur sanki ;)

İşte böyle, bi anda aldığım bir kararla bu hafta sonumu, İstanbul'da annem ve kız kardeşimle geçirdim. Giderken İzmir'in güneşini de aldım ki, İstanbullular sayemde güneşli bir hafta sonu geçirsin ;)


Şansımıza hava tam da gezilecek kıvamdaydı. Hakkını verdik diye düşünüyorum ben de. 


Gezip gördüklerime kısa kısa değinmek istiyorum izninizle...


Eminönü'ndeki "Tahtakale" semti bizim "Kemeraltı" nı çağrıştıran turistik bir yer. Eski sokak dokusunun korunduğu bu semtte gayet hareketli bir ticaret hayatının yaşandığı gözden kaçmıyor. Birçok gıda maddesi, çikolata,   şekerleme, kahve, takı, hediyelik, oyuncak... ve daha aklıma gelmeyen bi dünya şey... Biz gün boyu pek çok yere uğrayacağımızdan, ellerimizde poşetlerle dolaşmayalım diye pek birşey al(a)madığımız için aklım hala orada kaldı diyebilirim. 


Buradan sonraki durağımız "Süleymaniye Camii" oldu:




"Süleymaniye Camii, Kanuni Sultan Süleyman adına 1551-1558 yılları arasında İstanbul'da Mimar Sinan tarafından inşa edilen camidir.
Mimar Sinan'ın kalfalık devri eseri olarak nitelendirilen Süleymaniye Camii, medresekütüphanehastanehamamimarethazire ve dükkânlardan oluşan Süleymaniye Külliyesi'nin bir parçası olarak inşa edilmiştir.
(http://tr.wikipedia.org/wiki/S%C3%BCleymaniye_Camii)"

Bu mimari karşısında büyülenmemek elde değil. İnsanı en çok hayrete düşürense bunca yıl (kim bilir kaç deprem atlatmış olmalı) sapasağlam ayakta duruyor olması.
Buradan sonraki durağımız şöööyle bir uğrayıp geçtiğimiz "Kapalı Çarşı" oldu. Uzun uzun gezmedik, hem ben daha önce görmüştüm hem de planımız uzundu. 

Grand Bazaar Istanbul 2007 004.jpg

"Kapalıçarşı, İstanbul kentinin merkezinde yer alan dünyanın en büyük ve en eski kapalı çarşılarından biridir. Gün içerisindeki en yoğun zamanlarında içinde yarım milyona yakın insan barındırdığı söylenir.(http://tr.wikipedia.org/wiki/Kapal%C4%B1%C3%A7ar%C5%9F%C4%B1)"

Buradan tramvayla "Karaköy". Sonra, bir kahve molasının ardından yürüyerek "Kabataş". Kabataş'ta denizin kenarında, çayımızı yudumlarken dinlendiğimiz çay bahçesinde içimize çekmek deniz havasını... Çok dinlendirici... Çok cici, çok çok keyifli...

Son durak Taksim'de güzel bir akşam yemeği. 

Bu yoğun Cumartesi'nin ardından Pazar gününü sakin geçirmeyi yeğledik. Evde uzuuuun bir Pazar kahvaltısı, keyifli sohbetlerle özlem gidermece...

Ve dönmek İzmir'e :)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...